Unutamamanın ağırlığı
Bu şehir unutamamanın dehlizleriyle kaplı.
Seni unutamamanın.
Yanımda olmadığını, benimle olmadığını, hatırlamadığını biliyor olmama rağmen unutamamanın.
Okuyorum, okumanın içinde boğuluyorum. Her okuduğum cümlenin içine seni görüyorum, ne kadar uzakta olduğunu, ne kadar yanımda olmadığını ve aslında ne denli benim aynım olduğunu, elimden kayıp giden, giderken de yakıp giden bir yıldız gibisin, gökyüzüne armağan edemediğim.
Öylesine uzun zaman olmuştu ki, yeniden birine karşı bunca yoğun hissetmeyeli, bana benzeyen, benim cümlelerimi benden önce kuran, anadilin aynı kurnaz tuzaklarına aynı gelgitlerine aynı kelimelerine takılan biri ile tanışmayalı.
Ancak bir benzerinin yazabileceğini, dahası sadece benzer bir kadının yazabileceği satır altlarını ve içlerini yazan bir Ardı »